Eğitim ve öğretim süreci içerisinde bazı çocuklar birtakım sıkıntı ve zorluk yaşamakta ve diğer bireyler tarafından yanlış anlaşılmaktadır. Özel Öğrenim güçlüğü gösteren çocuklar yaşıtlarına benzer özellikler sergilerken yaşadıkları güçlükler genellikle fark edilmez. Okul çağına geldikten sonra özellikle akademik performansın sergilenmesi gereken durumlarda öğrenme güçlüğü belirgin hale gelmeye başlar.
Öğrenim güçlüğü olan çocuklar zekâları normal sınırlar içinde olan; ancak öğrenmede güçlük yaşayan çocuklardır. Öğrenme güçlüğü olan çocukları, zihinsel yetersiz ve davranış bozukluğu olan çocuklarla karıştırmamalıyız. Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar; konuşma, dinleme, düşünme, yazma, matematiksel problemleri çözmede güçlük gösteren, anlama, yazılı ve sözlü dili kullanmada psikolojik süreçlerden biri ya da birkaçında yetersizlik gösteren çocuklar olarak betimlenmektedir.
Özel Öğrenme güçlüğü; çocuğun okuma-yazma, matematik-aritmetik beceriler, konuşma-dinleme, akıl yürütme yeteneğini kazanma ve kullanabilmesinde yaşadığı zorluk olarak tanımlanır. 1975 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan ilk tanımına göre özgül öğrenme güçlüğü “yazılı ve sözlü dili anlama ve kullanmada temel olan bir veya daha fazla psikolojik sürecin etkilenmesiyle ortaya çıkan dinleme,düşünme, konuşma, okuma, yazma ve matematiksel hesaplamalar yapmadaki güçlüklerdir”
Çocuk sadece bilgiyi öğrenme yeteneğinde değil kendiyle ilgili ve sosyal becerilerde de zorlanır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar normal zekâ ya da normalin üstünde zekâdadır. Öğrenme güçlüğü olan çocukların sayısı azımsanmayacak sayıdadır ve genellikle okula başlama yaşı geldiğinde kendinden beklenen akademik başarıyı gösteremediğinde fark edilirler.
Öğrenme güçlüğü terimi ilk kez 1962 yılında Kirk tarafından konuşma, dil, okuma-yazma, imla, aritmetik alanların birinin ya da birden fazlasının gelişiminde gerilik, bozulma hali olarak tanımlanmıştır.
Öğrenme güçlüğü daha çok okuma-yazma becerilerinde bozukluk olarak görülür. Bilgiyi öğrenme ile ilgili problem yaşanması da söz konusudur.
Özel Öğrenme güçlüğünde en sık karşılaşılan sınıflandırmaya göre, öğrenme güçlüğü; okuma güçlüğü, yazma güçlüğü ve aritmetik güçlük olarak üç grupta ele alınır.
DİSLEKSİ Okuma güçlüğü : En belirgin özelliği harfler ve kelimelerin karıştırılması ve tersten algılanmasıdır. Sözcükleri tanıyabilmelerine rağmen sesleri birleştirmekte güçlük yaşarlar. Okuma ve konuşmada zorluk yaşarlar. Okuma da yaşıtlarına göre daha geriden takip ederler. Bu yüzden sıklıkla ilkokula başladıktan sonra fark edilirler.
DİSGRAFİ Yazma güçlüğü : Sınıftaki yaşıtlarına göre yazması yavaştır, harf, hece, noktalama, gramer yanlışları yapar. Yazı yazarken boşluk bırakmaz veya bir kelimeyi birkaç parçaya bölerek yazar. Çoğunlukla ünlü harfleri atlarlar, ünsüzleri tersine çevirirler. Düzensiz bir yazıları vardır.
DİSKALKULİ Aritmetik (Matematik) güçlüğü: Dört işlemi yapmakta zorlanır, problemin çözümüne gitmekte sıkıntı çekerler. Yavaştırlar, parmakla sayarlar. Aritmetikte kullanılan bazı sembol, işaret, terimleri anlamakta güçlük çeker veya karıştırırlar. Çarpım tablosunu ezberlemekte de zorluk yaşarlar.
AFAZİ Dil Bozukluğu: Dil Bozukluğu olarak tanımlanan bir öğrenme güçlüğüdür. Beyindeki dil merkezinde meydana gelen hasar sonucunda konuşma ve yazma sorunu meydana gelir. Çeşitli beyin travmaları ve beyin hastalıklarının beynin sol yarım küresinde bulunan dil merkezini etkilemesi sonucunda meydana gelir. Bu durum sonucunda konuşma, konuşulanı anlama, tekrarlama, adlandırma, yazma ve okuma becerilerinde yetersizlik görülür.
Özel Öğrenme güçlüğü çeken çocuklar bütün bunların yanı sıra; ev ödevi yapma alışkanlığı, yön kavramları, zamana ilişkin kavramlar, sıraya dizme, sözel ifade, motor beceriler dediğimiz top oynama kaşık-çatal kullanma, makas kullanma gibi becerilerde de yaşıtlarına göre geri kalmaktadırlar. Öğrenme güçlüğünü zihinsel yetersizlikle karıştırmamak gerekir, öğrenme güçlüğünde sorun zihinsel kapasitede değil onu kullanabilme becerisindedir. Zekâları normal ya da normalin üstündedir.
DİKKAT: Özel öğrenme güçlüğü zihinsel yetersizlik, görme yetersizliği, işitme yetersizliği, ortopedik yetersizlik, duygu davranış bozukluğu ve çevresel, kültürel veya ekonomik yoksunluktan kaynaklı güçlükleri kapsamaz
Genellikle okul döneminde belirtiler gösterir. Çocuğun okula başlayıp, ilk senede yaşadığı öğrenme problemleriyle dikkat çeker.
Erken çocuklukta aşağıda verilen davranışlar öğrenme güçlüğünün ilk belirtilerinin bazılarıdır:
Okul döneminde çocukta aşağıdaki durumlara dikkat edilmelidir.
Çocukta harf karıştırma, dikkatini toparlayamama, kavramları öğrenmede zorluk, okuma-yazmada gecikme, aritmetik becerilerde yetersizlik, derslere ve okula karşı olumsuz yaklaşımlar varsa, öncelikle aile ve öğretmenin işbirliği içinde olması gerekir. Öğretmen okulda yaşanılan sıkıntılardan aileye bahsetmelidir. Çocuğun evde ve okulda yaptığı çalışmalar karşılaştırılmalıdır.
Öğrenme güçlüğü kalıtsal bir sorundur. Algılama ve öğrenmede beyindeki yapısal ve işlevsel farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle öncelikle aile sorunu kabul etmeli, öğretmen, konunun uzmanı kişilerle görüşerek çocuğun öğrenme biçimini, güçlü olabildiği alanları bilmeli ona destek olmalıdır.
Öğrenme güçlüğü çeken çocukta, en etkili yaklaşım eğitimdir. Bahsedilen yaklaşım okulda alınan eğitimden farklıdır. Daha çok özel bir eğitim içermektedir. Bu eğitimde çocuğun görsel, işitsel, ardışıklık, motor beceriler, koordinasyon, okuma-yazmadaki ve aritmetik becerilerdeki gelişimleri desteklenerek, çocuğun gelişiminde ilerleme kaydetmek amaçlanır.
*Öğrenme güçlüğü olan çocukları değerlendirme, çoklu disiplinler arası çalışmalarla olmaktadır. Bunun kapsamında, uzman öğretmen, göz doktoru, psikolog, odyolog, danışman, duyu-motor eğitim için uzman, nörolog ve psikiyatrist görev almaktadır. Bu çoklu disiplinler arası değerlendirmeye göre çeşitli testler yapılır. Anne- baba gözlemi ve kişinin doğrudan gözlemi yapılır ve program hazırlanır.
Özel Öğrenme güçlüğünün kesin nedeni bilinmemekle birlikte;
Genetik nedenler, (Araştırmalara göre %25- 60 arası ve bu oran ikiz kardeşlerde daha sık görülüyor.)
Öğrenme güçlüğü çeken çocukların her birinin kendine özgü davranışları vardır. Ortak oldukları nokta ise, becerilerini kullanmada çektikleri sıkıntılardır. Genel olarak ortak görülen özellikler şunlardır:
Bu gruptaki çocukların eğitimleri sadece normal planlarla gerçekleşmemektedir. İlave derslere ihtiyaç duyulmaktadır. Çocuk eğitimine devam ederken grupla ya da bireysel olarak eğitim de almalıdır.
Çocuğun güçlü ve zayıf olduğu yönler belirlenmeli ve buna göre bir eğitim programı düzenlenmelidir. Yapılan eğitimde, görsel, işitsel, dokunsal, algı geliştirilmesi, dikkat, bellek, ardışıklık yeteneğini artırılması, motor becerilerin geliştirilmesi yanı sıra konuşma, dinleme, okuma-yazma konusundaki becerilerin gelişimi, kavram ve düşünmenin gelişiminin desteklenmesi yer almalıdır. Öğrenme güçlüklerinin eğitimi uzman bir eğitimci tarafından verilmelidir. Uzman kişi yapılacak değerlendirmeler neticesinde çocuğun eksik becerilerini tespit ederek o yönde bir programlama yapacaktır.
Sınıf içerisinde duygusal anlamda güvenli bir çevre oluşturulmalıdır. Onun beceri ve gelişimi yönünde uyaranlar ve ortam oluşturulmalıdır. Ev ödevleri konusunda başarı duygusu sağlayıcı çalışmalar yapmalı, ev dönüşü ödevleri kontrol edilmelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir konuda, çocuğa verilen ödevlerin adım adım, kolaydan zora doğru olmasıdır. Öğretmen-uzman ve veli işbirliği sağlanarak çocuğa verilebilecek en uygun programı düzenlenmelidir.
DİKKAT: Bir çocukta özel öğrenme güçlüğü olması o çocuğun hiçbir şey öğrenemeyeceği anlamına gelmemektedir.
Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.